Merhaba sevgili basketbolseverler… Günlerdir internette yerli yabancı bütün internet sitelerine tarayıp yazı konusu arıyorum. Sizde fark etmişsinizdir biraz sönük bir hafta geçti. Ama en sonunda buldum. Francis Memphis’e gitmiş!! Aslında bir müddet takas yazısı yazmak istemiyordum ama yine dayanamadım..
Şimdi ortaya karışık bir şeyler yapmaya çalışacağım…
1-) Memphis Grizzlies Francis’in son 4 yıldaki üçüncü takımı. Aslında dört. Malum New York kendisini Frye ile birlikte Portland’a yolladıktan sonra daha bir maç bile oynamadan kontratını eline vermişlerdi.
2-) Ne zaman Steve Francis dense aklıma hemen 2004 All-Star maçına ilk 5 başlayıp o zaman ki takım arkadaşı Yao Ming’den aldığı p asla yaptığı enfes alley-oop smacı geliyordu taa ki artık saçma sapan hareketler yapan bir çapulcuya dönüşene kadar!!
3-) Franchise (yalanın gözü) gerçekten bir takımda Franchise Player(ahh yazarlık kariyerimin ilk yazısı) olacak yetenekte, kalitede bir adamdı. Ya da en azından biz öyle sanıyorduk. Ki Orlando’ya gittiğinde yaptığı artisliklerle gerçek yüzünü bize göstermeye başlamıştı zaten. Ama sonra ne oldu, gitti New York’ta başka adam kalmamış gibi Spephon Marbury’le kanki oldu. Zaten devamından bahsetmek bile saçma…
4-) Houston Francis’i geçen sen tekrar takıma kattığında herkes onun şampiyonluk yolunda olan eksiği giderecek adam olarak düşünüyordu. Aslında bu da yalan ya. Herkes bunun büyük bir kumar olduğunu ve oyun sonunda Casino Royaldeki James Bond gibi bir şans daha diye yalvaracağını biliyordu! Ve Steve kimseyi şaşırtmadı!!!
5-) Geçtiğimiz yıllarda bir dergide sonradan tırtlayan yılın çaylakları hakkında bir yazı okumuştum. Yılın çaylağı ödülü kariyerlerinin en önemli değeri olan bu tipler sonradan kaybolup gitmişlerdi. Şimdi onlara bir kişi daha eklendi. Acaba ödülü paylaştığı Elton Brand’e bakıp, “ulan ben nerdeydim, şimdi nerdeyim” diyor mudur?? Sanmam!!
6-) Şimdi bu Memphis bu adamı niye aldı? Bu soruya Grizzlies’ın GM’inin kim olduğunu söyleyerek cevap verebiliriz. Chris Wallace’in kariyer planlamasında varmak istediği hedef sanırım bir Kevin McHale ya da Isiah Thomas seviyesi. Zaten sadece geçen sene Gasol takasından beri yaptıklarıyla bile oraya gelmesi çok normal karşılanabilir(Gerçi McHale Mayo’yu seçip Love karşılığında Wallace’a verdiğinde hem Isiah’a hem de Wallace’a 1894 at boyu fark açmıştı)
7-) Memphis gençler üzerine kurulmuş, Mayo ve Gay önderliğinde vahşi batı da iki üç sene içinde bir yerlere gelmeye çalışan bir takım. Yani bu seneden bir beklentileri yok. Peki neden Francis’i aldılar? Yeniden yapılanma halindeki bir takım neden pörsümüş bir adam için (ikinci tur da olsa) draft hakkını verdi? Bunun cevabını yukarıdaki soruda vermiştim sanırım…
8-) İşin kötü tarafı Wallace’da bu takası niye yaptığından habersiz. Ulan takıma transfer katkı yapsın diye yapılır. Kimin alınacağı önceden düşünülür, takımın ihtiyaçlarına göre karar verilir. Ama sevgili dahi GM “Steve’in takımdaki rolü belli değil” diyerek sağ olsun yöneticilik konusundaki yeteneğini gözler önüne bir kere daha serdi!!
9-) Houston için söylenecek söz yok. Adamlar şampiyonluk yolunda bir hamle daha yapmak istediler. Bu sayede hem bir kanserojen maddeden kurtuldular hem de salary cap’in altına düşüp, mesela bir PJ Brown alma imkanına kavuştular. Onları bu şampiyonluk yolunda destekliyor fakat Boston-Lakers maçını hatırladıkça, belki seneye gençler diyorum!!
Memphis ve Chris Wallace için diyecek bir şeyim yok! Bu adam bu icraatlarla(Darius Miles’ı unutmadım tabii ki) hala orada kalabiliyorsa, bizim Tuncay Özilhan abimiz çok rahat NBA Başkanı olabilir demektir!!
Francis’e de diyorum ki… neyse ya!!
Eleştiri ve yorumlarınızı paylaşırsanız çok mutlu olurum…
Bir sonraki yazıda tekrar görüşmek üzere…
Mehmet Buğra Çiçek
---------------------------------------------------------