Fenerbahçe Ülker’in genç oyuncusu Ömer Aşık gerek Euroleague gerekse Beko Basketbol Ligi’nde gösterdiği performans ile parmak ısırtıyor. Euroleague Top 16’da geride kalan 4 maçta 17 blok yapan milli oyuncu kalan 2 maçta 1 blok yapması durumunda Euroleague tarihine geçecek.
Genç oyuncu Euroleague’de bu sezon oynadığı 11 maçta ise 8.4 sayı, 6.2 ribaund, 2.5 blok istatistikleri ile Fenerbahçe Ülker’e önemli katkılar yaptı.
Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe Ülker 1 sayı ile de olsa Aris TT Bank’a mağlup oldu. Bu mağlubiyete rağmen hala çeyrek finaller için şansınız sürüyor. Bir çok insanın büyük beklentileri varken, sahaya çıkıp mücadele etmek seni nasıl etkiliyor?
Bildiğiniz gibi, Fenerbahçe Ülker, bu yıl 2. kez Euroleague’de mücadele ediyor. Bu açıdan baktığımızda şu an bulunduğumuz konuk bence oldukça kabul edilebilir bir durum. Genç bir kadroya sahibiz ve her oynadığımız maçta, tecrübe kazanmaya devam ediyoruz. Biz de, bu kadronun genç oyuncuları olarak, takım ruhunu her maç sahaya en iyi şekilde yansıtabilmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Gerek kendi oyunumuzu geliştirebilmek, gerekse de Fenerbahçe Ülker’in çeyrek finale kalabilmesi için elimizden gelen her şeyi sahada ortaya koymaya çalışıyoruz. Aynen, Top 16’ya kalmak için ortaya koyduğumuz çaba gibi. Eminim ki, takım olarak her şeyimizi ortaya koyarak, ilk 8 takım arasına adımızı yazdıracağız. Takımımızı bu seviyede görebilmek çok güzel. Umuyorum ki Fenerbahçe Ülker olarak önümüzdeki yıllarda da Avrupa’nın en iyi takımlarından biri olarak mücadelemize devam ederiz.
21 yaşında olmana rağmen, Mirsad’ın yokluğunda takımın ağabeyi gibi oluyorsun. Oğuz, Gasper, Semih ve Emir, hepsi senden yaşça küçük. Bu arkadaşlarına liderlik ya da patronluk yapacak mısın?
Benim onlara patronluk yapmam gibi bir şey söz konusu değil. Böyle bir şeye ihtiyaçları olduğunu da düşünmüyorum. Ben sadece, takımın iyi bir parçası olmak için mücadele ediyorum. Sahada savaşıyor, takımın iyi sonuçlar alması için mücadele ediyorum ve Fenerbahçe Ülker iyi sonuçlar aldıkça da bundan mutluluk duyuyorum. Bunların yanında, zaten Semih Erden ile “Yaşlı Adam” rolünü de paylaşıyoruz. Ben, özellikle yaptığım bloklarla oyun içinde büyük keyif alıyorum. Bu da, oyun içinde benim açımdan doğal gelişen bir olay. Ben maç boyunca iyi savunma yaparak, rakiplerimizi bloklarımla durdurarak oynadığım oyundan büyük keyif alıyorum. Sayı atmak ile, rakibi blokla durdurma arasında kendime göre bir seçim yapamıyorum. İkisi de hoşuma gidiyor ve ikisinde de elimden geldiği kadar iyi olmaya çalışıyorum.
Lietuvos Rytas maçı öncesinde takımda bir baskı var mı? Bu maçtan alınabilecek bir galibiyet üst turun yoluna açabilecek.
Elbette takım olarak az da olsa baskı hissediyoruz. Ancak, hepimiz de biliyoruz ki, bu maçın aldığımızda bizim için üst turun yolu açılacak. Bu yüzden de üzerimizdeki stresi atmamız ve bu şekilde mücadele etmemiz gerekiyor. Maça çıkmadan önce bu stresimizi yeneceğimizi düşünüyorum. Bunun yanı sıra, üst tur şansımızı da son maça bırakmak istemiyoruz. Elbette, Lietuvos Rytas maçı çok zor olacak, bunu da hepimiz biliyoruz. Kendi evlerinde ve seyircileri karşısında çok iyi mücadele edeceklerini hepimiz biliyoruz. Ancak büyük takım olmak istiyorsanız, ve kendinizi büyük takım olarak nitelendiriyorsanız bu tip stresli maçların üstesinden gelmelisiniz.
3 ay önce Euroleague’de oynamıyordun. Şimdi ise ilk 8 mücadelesi veren bir takımda, önemli roller üstleniyorsun. Bunun senin için anlamı ne?
Böylesine önemli bir sorumluluğun omuzlarımda olması benim için çok büyük bir onur. Daha önce, Avrupa’da mücadele eden bir takımda forma giymemiştim, ve böyle bir tecrübem de yoktu. Fenerbahçe Ülker’e geldikten sonra Avrupa maçlarında 20 dakika süre alarak bu tecrübesizliğimin üstesinden gelmeye çalıştım. Forma giydiğim takımın, Avrupa’nın en iyi takımları arasında yer alması benim için adeta bir rüya gibi. Tüm bunları ise antrenörüm Bogdan Tanjevic’e borçlu olduğumu düşünüyorum. Genç oyunculara güven veren, onları cesaretlendiren bir antrenör. Biz genç oyunculara verdiği güven, bugünkü oyunumuzda çok önemli rol oynuyor.
Yapacağın bir blokla, Top 16’daki blok rekorunu eline geçireceksin. Bu senin için sürpriz oldu mu?
Elbette böyle bir rekoru elde edebilmek çok çok önemli. Daha önce 7 maçta 10 blok yapmıştım. Top 16 boyunca ise 4 maçta 17 blok yaptım. Bu, gerçekten benim için de inanılmaz bir olay. Bu konudaki yeteneğimi ispatlamam açısından da çok önemli. Belki de bunlardan daha önemlisi, bu rekoru kırdığımda üzerimdeki stresi tam anlamıyla atarak, sahada çok daha iyi mücadele edeceğim.
Eurolague’de ilk mücadele ettiğin maçlarda kısıtlı süreler aldın. Ancak şu an, büyük bir gelişme göstererek önemli bir rekora imza atmak üzeresin. Bu gelişimini neye bağlıyorsun?
Bendeki bu gelişimin en büyük nedeninin kendime olan güvenim olduğuna inanıyorum. Bunun yanında, oyun içindeki agresifliğim de bunda çok etkili. Ama elbette, kendime olan güvenim her şeyden daha önemli. Agresifliğim de savunma anlamında bana çok yardımcı oluyor. Bu yüzden de bu iki şeyi birbirinden ayırabilmem çok zor. Kısaca başarımın anahtarının, kendime olan güvenim ve agresifliğim diyebilirim.
Blok yaptığında şutör oyuncular bunu hiç beklemiyor oluyor. Neredeyse senin nereden geldiğini bile görmüyorlar. Bu zamanlamayı nasıl yapıyorsun?
Şutörler, benim geldiğimi gördüklerinde topu ellerinden hemen çıkarmaya çalışıyorlar. Ben de bu esnada, pas mı verecekler, şut mu çekecekler sadece buna konsantre oluyorum. Hareketlerini yapacakları, karar verecekleri son saniyeye kadar bekliyorum. Zaten işin can alıcı kısmı da burada. Neye karar verdiklerini anladığım anda, elimden geldiğince hızlı olarak karşı hareketi yapmaya gayret ediyorum. Eğer biraz dahi olsa geç hareket etsem, rakip oyuncu rakip oyuncu telaşa kapılarak pas vermeyi tercih ediyorum. Bunu kedi – fare oyununa benzetebiliriz ve ben de bu oyunu iyi oynadığımı düşünüyorum.
Bogdan Tanjevic gibi, genç oyuncularla arası çok iyi olan bir antrenörle çalışmak bu sezon sana neler kazandırdı?
Bence, Fenerbahçe Ülker’deki en önemli kişi antrenörümüz Bogdan Tanjevic. Genç oyuncuları seviyor, onlara sorumluluk veriyor ve kendilerine güvenmelerini sağlıyor. Yeteneklerimizi gösterebileceğimiz fırsatları bize sunuyor. Tüm bunlar da genç oyuncular için çok önemli avantajlar. Bu yüzden, hepimiz oynadığımız oyundan ve geçirmekte olduğumuz sezondan büyük keyif alıyoruz. Kişisel olarak, Tanjevic’in bize sağladığı bu avantajlardan elimden geldiğince iyi yararlanmaya çalışıyorum. Antrenmanlarda bize çok yardımcı oluyor. Zor maçlarda bize sorumluluk vererek, kendimize olan güvenimizi geliştiriyor. Tüm bunlar, genç oyuncular için kendilerini en iyi şekilde geliştirmeleri adına çok önemli.
Aşık İngilizce’de “Lover” anlamında. Eğer, “her insan ya aşık ya da savaşçıdır” deseler, sen kendini nerede görüyorsun?
Evet, soyadım Aşık, İngilizce’de “Lover” anlamında. Ama ben savaşçı bir yapıya sahibim. Bunun yanında, basketbola olan tutkum ise aşk boyutunda. Yani bunu aşk olarak tanımlayabilirim. Elbette, bir gün gerçek anlamda aşık olacağım. Bu da hayatımdaki başka önemli bir nokta olacak. Gerçek aşkın hayat boyu devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama basketbola ve Fenerbahçe’ye olan aşkım ve tutkum hiçbir zaman bitmeyecek.
(Kaynak: Euroleague.net / Gökhan Türe)
TBF