 2014 NBA All Star Smaç Yarışması'nda yarışacak isimler açıklandı. Son şampiyon Terence Ross'un başı çektiği çok iddialı bir kadronun yanı sıra geleneksel smaç yarışmasından çok farklı, yeni bir formatı da göreceğiz.
 14 Şubat gecesi oynanacak 2014 NBA All Star Maçı'nın koçlar tarafından seçilen yedekleri açıklandı.
 2014 NBA All-Star maçının ilk beşleri açıklandı.
 Her yıl düzenli olarak Forbes tarafından açıklanan NBA'nin en değerli takımları sıralamasında bu yıl da zirve değişmedi.
 Dallas Mavericks'in Alman yıldızı Dirk Nowitzki, kariyerinin devamı konusunda açıklamalarda bulundu.
 Denver Nuggets'ın İtalyan oyuncusu Danilo Gallinari'nin dizindeki sakatlığı nedeniyle sezonu kapadığı açıklandı.
 Boston Celtics, Miami Heat ve Golden State Warriors, 4 oyuncuyu kapsayan üçlü bir takasta anlaştı.
 Yıldızı Derrick Rose'un tekrar sezonu kapatmasıyla birlikte hedef küçülten ve bir süredir kadroyu boşaltarak geleceğe yatırım yapmayı tartışan Chicago Bulls, takımın en önemli isimlerinden Luol Deng'i Cleveland Cavaliers'a gönderdi.
|
|
Maç Analizi | Real Madrid-Anadolu Efes
|
NbaTr.Com - Cuma, 05 Nisan 2013
 Sitemizin Euroleague yazarlarından Barış Aydın temsilcimiz Anadolu Efes'in Real Madrid'le oynadığı karşılaşmanın analizini yaptı.Yazıyı okumak için;
İLK 2 MADRİD'E KALDIHava atışından önce maçın gidişatı hakkındaki tek düşüncem hem bireysel olarak hem de takım halinde gayet mücadelesi bol olan bir maç izleyeceğimdi. Bunun nedeni Efes deyince bu yıl akla ilk olarak takımın işin mücadele kısmında pes dememesiydi. Ancak Rudy Fernandez, düdüğü duyar duymaz öyle saldırmaya başladı ki sanki maç sonrası acele bir işi vardı da şu maçı hemen koparalım, rakip umutlanmasın da erken bitsin der gibiydi. Ayrıca her şutunda isabet bulmayı da başarınca Efes tehlikeli bir şoka girdi. Madrid de fırsattan istifade boyalı alanı hem kısaların penetreleriyle özellikle Sergio Llull- ki her ne kadar iki ucu keskin bıçak olsa da ritmini yakaladığında neler yapabilceğini gösterdi ve onu ne kadar sevdiğimi hatırlamamı sağladı.- hem de uzunların boyalı alanda gerek post oyunlarıyla gerek kısalar tarafından beslenmeleriyle skor farkını yukarı çekmeyi başardılar. Boyalı alan sayılarının yanı sıra Carroll'dan da buldukları üçlüklerine ek olarak çok iyi olan hücum yüzdeleriyle maçı Efes için fiyaskoya dönüştürmeye başladılar. Madrid hücumlarının bu kadar yüzdeli olmasının en büyük nedeni Efes'in savunmadaki uyku mahmurluğuydu. Öyle ki Efes ilk yarı bırakın blok, top çalma gibi savunma sertliği ürünlerini neredeyse faul dahi yapmamıştı-yaptıkları da 2+1 oldu zaten-, ki böyle bir savunma düşünülemezdir. Madrid fırsatları değerlendirirken Efes hücumda ne yapacağını şaşırmıştı. Boyalı alanı kullanmaları gerekirken hiç ısrar etmeden oyunu bireysel hücuma dökmüşlerdi ki bu ısrarsızlık Madrid'in dengesiz hücumlardan dolayı yerleşemeyen Efes savunması karşısında basit sayılar bulmasına neden oluyordu. Bu bireysel çaba sürüp gidiyordu, belki bir dış isabet korları alevlendirecekti ancak Efesin ilk yarıda 0/8 atması umut fenerlerini iyice karartıyordu. Özellikle Vujacic'in sakatlık sonrası gözü kapalı atacağı şutları kaçırması hücumları baltalıyordu. Ayrıca bu yüzde sadece üçlüklerde değil hücumun her yerinde nerdeyse aynıydı. Semih'in içerideki ısrarsızlığı, Savanovic'in sadece 1 top kullanmış olması, Gordonun 3'lemesi… bu durumun en büyük nedenleriydi. Ve felaket ilk yarı Rudy Fernandez'in Savanovicin üzerinden yaptığı ve zıplama yeteneğini bir kez daha gösterdiği harika alley-oop-çakal, road runnera yapmaz bu ayıbı- ile son buluyordu.47-30. 3.çeyrek başlarken Malaga maçında tutmayan Doğuş tercihi bu maç işe yarıyordu. Doğuş'un yaptığı baskılı savunma takımı da ateşliyor ve savunmanın meyveleri kısa sürede olgunlaşıyor, 7-0'lık seriyle Laso'nun mola almasına neden oluyordu. Tam geri döneceğiz derken mola dönüşü sirkelenmiş Madrid, Rudy ve Llull ile tekrar penetrelere başlıyor ve hevesimiz kursağımızda kalıyordu. Maç boyunca fark 18-20 civarlarında gidiyordu. Her ne kadar birkaç kez fark 10 sayıya düşse de bu kritik anlarda yapılan basit top kayıplarıyla döngü sürüp gidiyordu. 86-66. Böylece Efes üst üste 3. yenilgisini alıyor ve Barcelona belasının başında zeballah gibi belirmesine yol açıyordu. Neyse ki CSKA, Pana'yı yendi de Final Four ümitlerimiz ölmedi. Şunu da çiviyle çakmak gerekir ki Efes son 5 maçtır hiç mi hiç iyi oynamıyor, Brose ve Alba maçlarını son topta kazanmıştı ve grupta hiçbir iddiası bulunmayan Zalgiris ve Malagaya kaybetmişti ve bu maçlarda alışkın olduğumuz o Efes savunmasının yerinde dikenli kaktüsler sekiyordu. Ayrıca hücumda da işlerin iyi gittiği söylenemezdi. Vujacic, Avrupa kariyerinin zirvesindeyken sakatlanması ve dönüşünde bir türlü toparlanamaması Farmar'ın yanında skor üretebilecek olan oyuncu sayısını 2'ye indirdi ve bu durumun Savanovic ve Gordon üzerindeki baskıyı arttırdığı da yadsınamaz bir gerçek. Bu ikilinin baskıdan ne kadar olumsuz etkilendiği de gün gibi ortada özellikle de Dusko kısmında. Kısacası 8'li finale en formsuz giden takım Efes. BARIŞ AYDIN - twitter.com/trequartistaaİlgili Diğer Haberler
|
|