Gönderen Konu: Bogdan Tanjevic Röportajı  (Okunma sayısı 2134 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

--

  • Ziyaretçi
Bogdan Tanjevic Röportajı
« : 04 Ekim 2007, 04:20:38 »
12. olarak döndük. Sizce bunun nedenleri ne?

Evet, hedefimiz ilk 3'tü. Fakat olmadı. Bunun sebeplerini ömür boyu düşüneceğim. Halbuki takımla tam 47 gün çalıştık. Hatta bu periyotta en çok çalışan tekrar Milli Takım'a dönen Hidayet ve Mehmet'ti. Birbirinden yetenekli 12 oyuncum vardı. Fakat bu oyuncuların birçoğu kulüplerinde büyük efor sarf etmişlerdi. Avustralya maçlarından sonra hazırlık karşılaşması yerine antrenman yapıp daha iyi analizler elde edeceğimizi tahmin ettim. Belki bir-iki maç daha oynasaydık iyi olurdu. Bunun yanı sıra bazı oyuncularımın yorgun düştükleri için benim yakın çevreme yakındıklarını öğrendim.

Kim bu oyuncular? İsim verebilir misiniz?

Hayır, söyleyemem. Fakat bu tür bilgiler beni negatif olarak etkilemedi.

Japonya'da 6. olan takım ile İspanya'da 12. olan takımın arasında ne gibi farklar vardı?

Maçı kazanmak için gerekli enerjiyi tüketemedik. Takım halinde psikolojik baskıyı kaldıramadık. Taktiksel anlamda da istediğimizi sahaya yansıtamadık. Ayrıca dış şutlar ve serbest atışlarda çok başarısız kaldık. Her yönümüzle zayıf kaldık. Neredeyse % 35'lik bir kapasiteyle oynadık.

Sisteminiz bazı oyuncularınız tarafından eleştirildi. Sizce sisteminizde hata var mıydı?

Ben bu tür iddialara katılmıyorum. Geçen sene bu sistem Japonya'da yarıyordu da bu sene İspanya'da mı yaramıyor? Kimse Japonya'daki sistemin kötü olduğunu söylememişti. Bir takımın sistemi her sene değişmez. Senede 40-45 gün birlikte çalıştığınız bir ekibin sistemini her yıl değiştirirseniz, başa dönersiniz ve bir adım ileriye gidemezsiniz. Zaten benim genç bir takım kurmamım amacı, bu sistemi ezberletip uzun yıllar uygulamaktır. Fakat sistem rakibe göre ve oyunun gidişatına göre değişen bir olgudur. Zaman zaman oyuncular sistemin dışına çıkmakta serbesttir.

1980'lerden kalma sistem ile oynattığınız iddia ediliyor. Kendinizi yenilemediniz mi?

Evet, haklılar! Ben 1982'de İtalya'da sadece tek bir yabancısı olan genç bir takımı 4 yılda ikinci ligden birinci lige çıkartıp, final oynattım. Bu takım tarihinde ilk defa 5 oyuncuyu İtalya Milli Takımı'na verdi. 1996-2001 arası İtalya'yı aynı sistemle Avrupa şampiyonu yaptım. 2001-02'de Fransız Asvel, 2002-03'te ise Bologna'da önemli işler yaptığıma inanıyorum. Sistemim demode olsaydı bunları nasıl başarabilirdim ki? Sistem, bir düşüncedir. Sistem, oyuncuları idmanlarda hazırlamak ve bunu maçlarda uygulamaktır. 1980'den beri sistemim aynı. Ama ben yine söylüyorum İspanya'daki başarısızlığımızın ilk sebebi benim. Hiçbir zaman oyuncularımı veya bir başkasını suçlamadım. Hatta Serkan Erdoğan'ın yokluğunu büyük ölçüde hissettiğimizi bile itiraf ettim.
Serkan ve İbrahim'i kandırıp Hidayet'i yedek bırakamazdım

Serkan ve İbrahim'i turnuvadan önce yanınıza çağırıp daha az oynatacağınızı söylediniz mi?

Evet, kendilerine geçen seneden daha az bir süre oynatacağımı söyledim. Onları kandıracak değildim. Çünkü Hidayet'i kenarda oturtamazdım.

Serkan'ın sakatlıktan değil de az zaman oynayacağı için kadrodan çıktığı söyleniyor?

Bunu bilemem. Sadece kendisine 40 dakika garantisi veremeyeceğimi söyledim. Bazen 27 dakika, bazen de 15 dakika oynatabileceğimi söyledim. Aynı şekilde Hidayet'e de 40 dakika garantisi vermedim. Fakat Serkan olmadığı için Hidayet daha fazla oyunda kaldı. Serkan olsaydı o da daha az oynardı. Burası Milli Takım. Kimsenin tekelinde değil, Türk halkının takımından bahsediyoruz. Herkesin bunu kabullenmesi lazım. Yedek kulübesinde beklemek bile milli bir görevdir.

Tempoyu tam yakalarken neden ilk 5'i hemen değiştirme gereği duyuyorsunuz?

Bunu sadece ben yapmıyorum. İlk 10 dakikada 10 oyuncu ile oynayan takımlar var. Bunu da oyuncuların hepsini diri tutabilmek için yapıyorum. İtalya maçında Hidayet'i aldığım için hata yaptığımı ben de kabul ediyorum. Mehmet'i oyundan almalıydım. Serkan o maçta oynasaydı işimiz daha da kolaylaşırdı.

Bir oyuncu tam oyuna ısınmışken oyundan almanız yanlış değil mi?

Bir oyuncu kötü oynadığı zaman onu dışarı alıp cezalandıramam. Tam tersine iyi oynadığı zaman onu dinlendirip ödüllendirmeyi tercih ederim. Oyuncuların da bunun bilincinde olmaları lazım.

Tunçeri'yi almadığınız için pişman mısınız?

Geride kalan her şey benim için adeta bir duvar gibidir. O yüzden hiçbir şeyden pişmanlık duymam. Kerem'in şahsına ve oyunculuğuna bir saygısızlıkta bulunmadım. Onu kadroya almamam Hakan Demirel'den daha kalitesiz olduğu anlamını da taşımaz. Ben kariyerim boyunca daima birbirine yakın oyunculardan en gencini tercih ettim. Ama böyle bir hayal kırıklığı yaşayacağımızı tahmin etmemiştim.

Turgay Demirel'in işinize karıştığı doğru mu?

Bunu iddia eden kişiler gerçekten karaktersiz insanlar. Böyle bir şeyin olması asla söz konusu değil. Turgay Demirel gibi prensip sahibi bir başkanla çalıştığım için çok şanslıyım. Kendisi çok iyi bir insan ve basketbol kariyeri olan biri. Takım hakkında sadece yardımcı antrenörlerle görüş alışverişinde bulunurum. Ama işime kimseyi karıştırmam. Son sözü her zaman ben söylerim.

Peki hiç istifa etmeyi düşündünüz mü?

Bana görevi bırakmam için herhangi bir telkinde bulunsalardı istifa edebilirdim. Ancak bana karşı bir güvensizlik duyulduğunu hissetmedim. Tam aksine amaçlanan hedefe ulaşmak için bana büyük destek verdiler.

NBA oyuncuları gereken özveriyi gösteremediler mi? Disiplini bozdular mı?

Takım başarısız olduğunda faturanın onlara kesileceğini tahmin ediyordum. Ancak onlar genç oyuncular kadar çok çalıştılar, özel yaşantılarına dikkat ettiler ve canlarını dişlerine takarak oynadılar. Ben sadece onlara şapka çıkartabilirim.

Hidayet'in takım otobüsü yerine limuzine bindiği iddia edildi?

Bunu iddia edenler çok büyüp ayıp işlemiştir. Böyle bir şeyin olması imkânsız. Zaten İspanyol polisi terör olaylarından dolayı 300-400 metrelik mesafelerde bile otobüsle götürüyordu. Milli Takım'ın huzurunu bozmak için Türkiye'den sipariş edilmiş bir komplo teorisi. Bu iddiayı ortaya atanlar Hidayet'e değil, Milli Takım'a ve Türkiye'ye ihanet etmiştir.
Kulüp çalıştırmak ayrı bir metot ister

Uzun bir aradan sonra kulüp takımı çalıştırmak sizi endişelendiriyor mu?

Kulüp takımı çalıştırmak ayrı bir metot ister. Haftada iki maç oynayacağız. Takımı sürekli formda tutmak zorundayız. Sakatlıklar ve onun gibi olumsuzluklara her an hazır olmalıyız. Çünkü Milli Takım'la oynadığımız turnuvalar gibi 15 gün değil 9 aylık bir sezon bizi bekliyor. Ancak ben yılda 45 gün yerine 9 ay çalışmaktan hoşlandığım için bundan büyük bir keyif alacağım.

Blatt ile rakip olmak nasıl bir duygu?

David Blatt, Rusya'yı şampiyon yaparak ekstra bir başarı kazandı. Zaten kendisi bana göre Avrupa'nın en iyi antrenörlerinden biri. Onun gibi başarılı bir antrenörle rakip olmak güzel bir duygu. Efes Pilsen'le büyük bir rekabet içinde olacağımızı düşünüyorum.

Fenerbahçe'nin futbol maçlarını takip ediyor musunuz? Fener neden Avrupa'da iyi, ligde kötü?

Evet, tabii ki takip ediyorum. İnter maçında mükemmel oynadılar. Golleri kaçırmasalar İnter'i 5-0 yenebilirlerdi. O maça hasta olduğum için gidemedim.

*Kaynak:
Zaman Gazetesi

Çevrimdışı Kaan Mert

  • Zep (çıtır :P )
  • MVP
  • ******
  • İleti: 5.169
  • Why So Serious ?
    • Profili Görüntüle
    • Kaan Mert's
Ynt: Bogdan Tanjevic Röportajı
« Yanıtla #1 : 05 Ekim 2007, 18:17:34 »
  Tanjevic her zamanki cevapları vermiş bu kadar yıllık deneyimli bir koç bir turnuvada başarısız oldu diye miladı geçti başarısız oldu vs gibi şeyler denemez denmemel .. Tanjevic ile beraber FB yeni bir döneme giriyor ki Vidmar , Predzic ( doğru mu yazdım )  Semih , Hakan ve Oğuz . Genç ve kaliteli bir kadro ile Türkiye'de şampiyonluktan çok Avrupa'da başarı tek hedef . Bakalım sene başında yapılan Tanjevic seçimi doğru mu olacak yanlış mı çıkacak ..

--

  • Ziyaretçi
Ynt: Bogdan Tanjevic Röportajı
« Yanıtla #2 : 06 Ekim 2007, 07:09:42 »
Serkan'ın sakatlıktan değil de az zaman oynayacağı için kadrodan çıktığı söyleniyor?

Bunu bilemem. Sadece kendisine 40 dakika garantisi veremeyeceğimi söyledim. Bazen 27 dakika, bazen de 15 dakika oynatabileceğimi söyledim. Aynı şekilde Hidayet'e de 40 dakika garantisi vermedim. Fakat Serkan olmadığı için Hidayet daha fazla oyunda kaldı. Serkan olsaydı o da daha az oynardı. Burası Milli Takım. Kimsenin tekelinde değil, Türk halkının takımından bahsediyoruz. Herkesin bunu kabullenmesi lazım. Yedek kulübesinde beklemek bile milli bir görevdir..
Tanjevic Hocayı belkide en ağır en sert eleştirenlerden biriyim..NBATR anasayfasında yaptığımız haberleri de bilen bilir..En ağır şekilde eleştirdik..Köşe yazılarımda ki son yazdığım dahil Tanjevic'i sert bir biçimde eleştirdim.

Ancak yiğidi öldürürken hakkını verelim.Yukarda Tanjevic'in röp. alıntı yaptığım bölümde Tanjevic %100 haklıdır..Milli Takımı babasının çiftliği gibi gören bir zihniyet var.Bu Türk Sporcusunda malesef böyle.Milli Takım için mi geliyorlar yoksa kendileri için mi belirsiz.Milli Dava olarak görmediği çoğunun kesin.

Oyuncularında kendilerine çeki düzen vermesi şart.

Neyse gelelim işin Fenerbahçe kısmına..Tanjevic konusunda en büyük endişem oynatacağı sistemdi.İşin etik yönlerini,Örs olayını bir kenara bırakarak tamamen objektif bir yorum yapacağım;

Tanjevic, seyrettiğimiz iki Kupa maçında Fenerbahçe'ye çağdaş basketbolu oynatmaya çalıştı..Örs'ün sistemine dokunmadı..Eklemeler yaptı..Olması gereken de buydu..Hazırlık kampında takım bocalayınca acaba falan dedik ama şu son 2 kupa maçı bana Tanjevic'in isim yaptığı kariyer yaptığı dönemlerdeki Tanjevic felsefesini hatırlattı.

Bu 2 maçta aslında benim için pek bir ölçü değil ama ışık verdi takım.

Asıl sınav 10 Ekim'de olacak..Efes'le oynanacak olan Kupa maçında Tanjevic'in gerçek takımını göreceğiz..Şunu atlamamak lazımki Kaan'da söylemiş Milli Takımda başarısız olması burda olacağı anlamına gelmiyor.Çünkü Milli Takım çalıştırmakla Kulüp takımı çalıştırmak çok farklı..Tanjevic yarışmacı bir Coachtur.Bakalım kendisini tekrardan ispat edebilecek mi?Ki eğer bu sene takımı Avrupa'da bir yerlere getir ve takımı da Lig de Şampiyon yaparsa ciddi anlamda kariyerinde altın bir sayfa açar ve tüm olumsuz imajı bir anda yok eder.

Kısacası Tanjevic'in kaderi yine kendi ellerinde..
« Son Düzenleme: 06 Ekim 2007, 07:11:34 Gönderen: Kemal Erdem »

Çevrimdışı c_marlowe

  • Starter
  • ***
  • İleti: 378
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bogdan Tanjevic Röportajı
« Yanıtla #3 : 10 Ekim 2007, 05:16:46 »
kesinlikle doğru...bence tanyeviç kötü bir antrenör değil...ben ve benim gibi pek çok fenerbahce taraftarı ona değil onun bu takıma getiriliş şekline kızgın(mahmut paşa sayesinde)...ben yozgatta yaşadığım için kupa maçlarına gittim ve zaman zaman oynanan oyundan memnun kaldım..özellikle semih ve oğuzu'un uyumları mükemmeldi...emir iyi bir oyuncu izlenimi verdi bana...vidmar ise hayecanlı...tanyeviç eğer FB Ülker'de başarılı olursa kariyerinde geriye gittiği konusundaki eleştirilere iyi bir cevap vermiş olacak...bence bu yüzden FB Ülker'le anlaşma yaptı..yoksa yılda 400bin euro kazanan bir adam neden dinlenmek varken alacağı paraya ek bir ücret almadan bir takımın başına geçsinki...milli takımda yılda 1 yada 2 ay toplanıp avrupa şampiyonası ve dünya şampiyonası dışında faaliyet olmaması ve bu tür turnuvalarda kendi düzeyinde pek çok takım olduğu için başarılı olma şansının çok az olduğunun da farkıda bu yüzden bir takım çalıştırmak istemesi normal...umarım başarılı olur...