Gönderen Konu: Çetin Yılmaz röportajı  (Okunma sayısı 1748 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Nihat Emre

  • Go Sonics Go Durant and Green
  • All-Star
  • ****
  • İleti: 937
  • Aşkımmmmm!!!!!!!!!
    • Profili Görüntüle
    • MaximumSpor
Çetin Yılmaz röportajı
« : 05 Ekim 2007, 19:40:26 »
buyrun Çetin Yılmaz röportajı by KE,

 TTNet Beykoz Antrenörü Çetin Yılmaz, Basketbol Federasyonu resmi sitesine verdiği ropörtajda takımla ilgili açıklamalarda bulundu. 

 

1974 yılında başladığı antrenörlük kariyerinde Çukurova, Fenerbahçe, Beykoz, Ülkerspor, Beşiktaş ve Tuborg Pilsener takımlarını çalıştırmış olan Çetin Yılmaz, 1990-1991 sezonunda Fenerbahçe'ye tarihindeki ilk şampiyonluğunu yaşattıktan sonra 1994-1995 ve 1997-1998 sezonlarında da Ülkerspor ile 2 kez şampiyonluk ipini göğüsledi.

 

Kariyerindeki 3 lig şampiyonluğunun ardından 2001 yılında ülkemizde düzenlen Avrupa Şampiyonası'nda Aydın Örs'ün yardımcısı olarak gümüş madalyaya uzanan tecrübeli antrenör, 2007-2008 sezonunda TTNet Beykoz'un başarısı için ter dökecek.

 

TTNet ve Beykoz gibi iki elit camianın rol oynadığı bir kulübün organizasyonunda yer alıyor olmanın kendisi için önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Daha önce de Beykoz Kulübü ile çalışmıştım. Bu sezon TTNet sponsorluğunda hem altyapıya hem de A takıma ciddi yatırımlar yapıldı. Böyle bir organizasyonun içinde bulunduğum için mutluyum" dedi.

 

Yeni sezon ile ilgili hedeflerini açıklayan Yılmaz, "Belli bir düzen içerisinde hücum eden bir takım ortaya çıkartmak ve bunu yaparken de kendi sahasında maç kaybetmeyecek bir savunma anlayışını oturtmak istiyorum. Ana hedeflerimizin bizi nereye götüreceğini sezon içerisinde hep birlikte göreceğiz. Bizi hedeflediğimiz yerlere taşıyabilecek oyunculara da sahibiz" diye konuştu.

 

Basketbol ailesi içerisinde hücum yönü ağır basan bir antrenör imajına sahip olduğunu ancak bunun gerçeği yansıtmadığının da altını çizen Yılmaz, "Bu zamana kadar çalıştığım takımların yüksek skorlarla kazandığı maçlar bu imajın doğmasına neden oldu ancak benim antrenmanlarımın yüzde 70'i savunma, yüzde 30'u hücumdur. Bu da savunmaya ne kadar önem verdiğimi gösteriyor" dedi.

 

- Bu sene TTNet Beykoz'u seçme nedenleriniz neler? Bu kararı nasıl aldınız?

 

Ben, her zaman organizasyonu iyi olan kulüplerde çalışmayı arzu ettim. Bu isteğimle örtüşen bir teklife sıcak bakma ihtimalim vardı. TTNet de, Beykoz ile bu anlamda bir birlikteliği planlamıştı. Benimle de temasa geçtiler. TTNet'in yöneticilerinin basketbola yaklaşımı, basketbola yapacakları hizmet, sponsor olarak bulundukları dönem içerisinde kulübün temel ihtiyaçlarını karşılayacağını ve altyapıya ciddi şekilde ağırlık vereceklerini görünce, bu organizasyonda çok düzgün bir grupla çalışacağımı anladım. İşin Beykoz ayağına baktığımız da ise, bu sezon 100. yılını kutlayan bir kulüp çıkıyor karşımıza. Daha öncede Beykoz'da görev yapmış ve çok başarılı bir dönem geçirmiştim. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde, bu iki elit camianın rol oynadığı bir kulüpte yer almak da benim için çok önemli bir konuma geldi. Ben de severek, bana getirilen teklife sıcak baktım ve kabul ettim.

 

- BEKO Basketbol Ligi'nde TTNet Beykoz'un hedefleri nelerdir?

 

Ben, çalıştığım takımlarda gerek şampiyon olduğumuz, gerekse de Avrupa'da başarılı olduğumuz senelerde de hiç iddialı konuşmalar yapmadım. Öncelikle, Beykoz'da hedefimiz, ciddi ve sistemli bir basketbol oynayan takım yaratmak. Düzen içerisinde hücum eden bir takım ortaya çıkartmak ve bunu yaparken de kendi sahasında maç kaybetmeyecek bir savunma anlayışını oturtmak istiyorum. Bizim ana hedeflerimiz bunlar. Bu hedeflerin bizi nereye götüreceğini ise sezon içinde hep birlikte göreceğiz. Tüm bunlara rağmen, ligin şampiyonluğa yakın, şampiyonluk için iddialı bir ekibi olmadığımız da ortada. Kısaca iyi basketbol oynayan ve play-off'a girme hedefi olan bir takım olacağımızı düşünüyorum.

 

- Beykoz'un basketbol felsefesi ne olacak ? Çetin Yılmaz denilince herkesin aklına hücum yönü ağır basan bir antrenör geliyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz.

 

Ne yazık ki ben böyle bir intiba vermişim. Çalıştırdığım takımların maç boyunca yüksek sayılar üretmesinden dolayı insanlar bu fikri benimsediler. Elbette, bir antrenör için bu da güzel bir şey ama, benim gerçekten savunmaya verdiğim önem hücumdan daha fazla. Bir istatistik yapacak olursak, yaptırdığım antrenmanlarda savunmaya ayırdığım süre %70 ise hücum için bu süre %30'dur. Bu sene de, TTNet Beykoz ile savunmaya ağırlık veren bir takım olacağız. Ancak şöyle bir sorunumuz var ki, sezon öncesi hazırlık maçlarımızda da yeterli skoru bulamadık. Şu an takım olarak 66 sayı ortalamadayız. Hücumumuz istediğimiz seviyede değil. Savunmamız daha iyi. Hücumumuzu geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

 

- Sezon öncesi nasıl bir transfer politikası izlediniz?

 

Beykoz ve TTNet'in birlikteliği 10 Temmuz'da gerçekleşti. Bu tarihte transfer yapmak için oldukça geç bir tarihti. Bu yüzden de genç oyuncuları takımımızda bulundurmak istedik. Bu konuda Türk Telekom ile görüşerek, Umut Lafatan ve Cem'i kadromuza dahil ettik. Ardından Tekel'den Arda ve Mehmet'i, Alpella'dan da Caner'i transfer ettik. Tüm bu oyuncuların yanında lig tecrübesi olan oyunculara sahip olmamız gerektiğinin de farkındaydık. Bu yüzden de Telekom ile yapmış olduğumuz anlaşma uyarınca Alper ve Umut Görür'ü de renklerimize kattık. İşin açıkçası, ligde bizi hedeflediğimiz yerlere taşıyabilecek oyuncularla anlaşma sağladık. Yabancı oyuncu konusunda da, daha önce Türkiye'de oynamış ve gerek basketbolu gerekse de karakteri ile kendini ispatlamış ve bize sorun çıkartmayacak oyunculardan yana tercihimizi kullandık. Neticede, anlaşmış olduğumuz 3 yabancı oyuncunun da performansından şu ana kadar memnunum. Sonuç olarak yabancılar konusunda da umduğumuzu bulduk diyebiliriz.

 

- Okan Çevik ve Hakan Yavuz gibi gerçekten başarılı antrenörlerle birlikte çalışacaksınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz.

 

Ben, bir kulübün kısa vadede alacağı başarıların, alınacak birkaç galibiyetin çok önemli olmadığını düşünüyorum. TTNet çok ciddi bir kuruluş, çok ciddi yöneticileri var. Basketbolun içinden gelen yöneticileri var. Bu nedenle, Beykoz'un 100. yılını kutladığı bu yıl, kulübün tarihine yakışır bir altyapı oluşturmak istedik. Bizim için amaç, ilk sene alacağımız galibiyetler ya da 5 maçlık başarıdan ziyade basketbolun temelini oluşturan altyapıyı kurmaktı. Beykoz ve TTNet de bu tip bir oluşuma çok ciddi bakan iki ayrı kurum. Bu konuda bizim arkamızdalar. Ancak, tabii ki hadi altyapı kuralım demekle altyapı kurulmuyor. Bu projenin üstesinden gelebilecek, bu konuda kendini ispatlamış ve tecrübeli antrenörleri takıma katmamız gerekiyordu. Hakan Yavuz ile de bu anlamda anlaşmaya vardık. Aynı zamanda Okan da, gerek birinci lig, gerekse de altyapı tecrübesi ile bu altyapının kurulmasında büyük emek verecek. Hakan Yavuz ile uzun süreli bir anlaşma yaptık. Zaten kendisi de gelir gelmez işi ele aldı. Bu anlamda, 3-4 yıl içerisinde, Türkiye'nin en iyi altyapı organizasyonlarından birine sahip olacağımıza inanıyorum.

 

- Ligimizde bir çok kulüp sponsor desteği alıyor. Beykoz da bu takımların içinde. Sponsorluklarla ilgili neler söyleyebilirsiniz.

 

Ben, sponsorların basketbola katkısının çok önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Bugün Avrupa'ya bakın, sponsoru olmayan kulüp yok. Kendi adına iş yapan kulüp sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. Bu kulüplerin de başka gelirleri vardır mutlaka. Avrupa'daki takımları %99'u sponsor desteği ile ayakta duruyor. Beykoz'un da TTNet gibi çok ciddi bir kurumla sponsorluk anlaşması yapması bizim için elbette büyük avantaj. TTNet'in yaklaşımı, kısa vadedeki başarılar için değil, uzun vadeli başarılar için çok uygun. Bunun yanında elbette ki başkanımız Zeki Aksu'nun da yaklaşımları bizim için çok önemli. Uzun yıllardan beri bu kulübü ayakta tutabilmek için büyük fedakârlıklarda bulunuyor. TTNet gibi böylesine büyük bir şirketi de Beykoz'a sponsor olarak getirmesi büyük bir başarı. Bunların yanı sıra, kulüp olarak sponsor desteği alacağınız zaman bence, uygun bir sponsor arayışı içinde olmanız gerekiyor. Bugüne kadar bir çok sponsor ligimizde yer aldı. Ama önemli olan basketbolla ilgili bir kulübün sponsor olması ve biz de bunu başardık. Tüm bunları bir araya getirdiğimiz de ben sponsorluğun, basketbol için kaçınılmaz olduğuna inanıyorum.

 

BEKO Basketbol Ligi'nde kalite gün geçtikçe artıyor. Bu sene şampiyonluğa oynayabilecek birçok kulüp var. Bu sene ligde verilecek mücadeleyi nasıl görüyorsunuz?

 

Ben bu sezon ligin çok zorlu geçeceğini ve çok kaliteli bir mücadele izleyeceğimizi düşünüyorum. Ligde savunmanın artması durumunda, Avrupa'nın en iyi 3-4 liginden birine sahip olacağımıza inanıyorum. Play-off'a girecek takımlarla, küme düşecek takımlar arasında çok büyük bir fark olmayacağını düşünüyorum. Kısaca, 4-5 takım dışında her takım play-off'a da girebilir, başlarına hiç ummadık şeyler de gelebilir. Gerçi lig başlamadan bu tip yorumlar yapmak için biraz erken ama şu anki tablo da bu şekilde.

 

Önümüzde lig öncesi en ciddi provalardan biri olan Türkiye Kupası var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

 

Bildiğiniz gibi Türkiye Kupası'nda Efes Pilsen, Darüşşafaka ve Pınar Karşıyaka ile aynı gruptayız. Açık konuşmak gerekirse, bu grubun favorisi elbette Efes Pilsen. Geriye kalan 3 takım, ikinci olabilmek için büyük bir mücadele ortaya koyacak. Biz de bu mücadele içinde ikinci olabilmek için elimizden geleni yapacağız. Maçların çok zorlu geçeceğine inanıyorum. Avantajlarımızın yanında, bir çok da dezavantajımız var. En büyük dezavantajımız, takım olarak birlikte oynama eksikliği çekmemiz. Daha önce birlikte oynamış oyuncumuz yok. Bunun sıkıntısını çekiyoruz. Bir de savunmamızı bir kat daha arttırmalıyız diye düşünüyorum. Aslında potamızda az sayı görüyoruz ama az sayı atıyoruz. Bu yüzden de savunma düzeyimizi arttırarak bulacağımız "fast break"lerle daha fazla sayı üretmemiz gerekiyor. Bunları yaptığımız takdirde Türkiye Kupası'na kadar istediğimiz seviyeye gelebiliriz diye umuyorum. Bunun yanında zaten lige kadar daha uzun bir süremiz var. Bu süre içinde çok daha hazır bir hale geleceğimize inanıyorum.