Erken elendiğimiz için bu yeni yazıda erken geldi . Henüz eski yazının üstünden 20 gün kadar geçmiş olmasına rağmen yeniden bir yazı yazdım . Bu yazıda Nets serisi ve takım adına gelen normal sezon ödüllerine değindim .
Tecrübe Farkı ve Ödüller Geçen ay Nets serisini üstünkörü değerlendirmiştim . NBA Play-Off’larına ilk turdan – erken – veda ettik . Aslında bunda birazda tecrübesizliğimizin payı büyük . Seride birkaç maçı NBA TV verdi ama bu yayınlar basketbolseverlerin kaçına ulaşıyor dersiniz . Bizde gerek istatistiklerden gerekse 3 dakikalık maç özetlerinden – ki ne kadar sağlıklıysa – oluşan değerlendirmemizi yapalım ve takım adına geçtiğimiz ayı değerlendirelim .
‘’ Bu sezon şampiyonluğu alacağımızı söylemiyorum , fakat play-off yarışında daha üst sıralarda yer almayı istiyoruz . Bulunduğumuz nokta nedeniyle bizi önemseyen çok insan yok , ancak ben olumlu ışıklar görüyorum .’’ diyordu Bosh sezonun hemen başında . Aslında biraz mütevazi davrandığı ortada , ancak 27-55 biten bir sezonun ardından daha ilerisinden bahsetseydi eminim ki birçoklarının buna itirazı olurdu . Bu sezonu da 47-55 ile tamamladık ki aradaki 20 galibiyetlik fark bizi Doğu’da üçüncü sıraya taşırken , Atlantik’te de ilk sıraya gelmemizi sağladı .
Biraz da Play-Off’larda oynadığımız şu 6 maça göz atalım . İlk maça şöyle bir değinmiştim önceki yazımda ama yinede bahsetmekte yarar var .
Game 1 = Serinin izlediğim tek maçıydı . Yılın Koçu Mitchell ,– ki bu konuya da değinecez – Bosh 2. Faulünü aldıktan sonra korkup onu benche çekti . Tamam bunda eleştirilecek bir şey yok ama ilk yarıda neredeyse onu sandalyede tuttu ve oyuna sokmayı unuttu . Nets ilk yarı 10 sayı farkı yakalamıştı bile. Bu tip maçlarda atılan her basketin önemi büyük zaten bilirsiniz . Sonunda olan oldu ve maçı kaybettik . O organize seyirciyide galibiyet verememek kötüydü ik maçta . Kidd’de T-D’a yakın performansı sanki seri sonu ortalamalarının da habercisiydi .
Game 2 = 2. Maça yine etkili başlayamadık , ancak nasıl başladığımız önemli değil nasıl bitireceğimiz önemliydi . Bosh ve Parker performanslarıyla takıma galibiyeti getirirken , iyi bir maç çıkartan Nachbar’ın son şutu kaçımasının da galibiyetteki katkısı büyüktü .
Game 3 = 3. Maç oldukça dağınık bir görüntüdeydik . Daha ilk dakikalardan maçın sonucu belli olmuştu . Nets 2-1 üstünlüğü eline geçirecekti . Sam Mitchell hiç mi hiç dersine çalışmamış , çalıştırmamıştı . Bir de bunların üstüne Kidd’in olağanüstü performansı , Carter’ın evinde aslan kesilmesi ve bunlar olup biterken sahadaki oyuncuların - ve koçun – öylece oyunu seyre dalması maçı Nets’e getirdi .
Game 4 = Maçın özeti şu kelimelerle olabilir . Alan savunması (?) ve 3-Point Shout-Out . Sam amcamız geçen maçın aksine bu maç – en azından – bir savunma sistemiyle çıktı , ancak Nets %51 üçlük isabet oranı ile bize çizginin gerisinden 42 sayı postalayınca bu maçıda vermek zorunda kaldık
Game 5 = 3-1 geriye düştükten sonra umutların azaldığının farkındaydım , ancak kolay pes etmeyeceğimizi de biliyordum . Maça da nitekim iyi başladık , ancak Raptor’a güvenmekte hata etmişim . İlk çeyrek sen git 20 sayı fark at , sonra da Nets’e maç kazanma şansı ver , Allahtan Nachbar o üçlüğü atamadı da galibiyete uzandık . Bu da tecrübesizliğimizin bir kanıtı ya neyse .. Bu arada kazandığımız iki maçta da Nachbar kaçırdığı üçlüklerle maçalara damgasını vurdu . Thanks
Game 6 = Sezon boyunca en güvendiğim isimdi Jose Manuel Calderon . Maçı kazanma şansımızı da rakibe elleriyle teslim eden oydu .- Kazanabileceğimiz bir maçı verdik . Tecrübesizliğimizin bir kanıtıda Nets’in sessiz sedasız maçı gelip avucumuzun içinden almasıydı . – Calderon’dan bahsediyorduk . Oysa o pozisyonda Bosh pota altında çok iyi yer almıştı ve onu tehdit edecek zora sokacak tek bir kimse yoktu . Calderon’da haliyle onu düşündü ancak nasıl olduysa kalabalığın arasından fırlayan R-Jeff topu çaldı ve seriyide bir bakıma çalmış oldu . Belki 3-3’e gelse kim bilir neler olacaktı ama ...
Garbajosa’nın sakatlığı , Bosh’un bir türlü istenilen performanslara ulaşamaması , Bargnani’nin de aynı şekilde . Calderon ve TJ’in ellerinden ne kadar gelse de Kidd karşısında duramdığı ve en önemlisi de Tecrübesizlikten seriyi verdik Nets’i pohpohladık Cavs’a karşı . Ne yapalım umarım bir sonraki play-off deneyimimizde bunları yaşamayız .
--- Gelelim Ödüllere --- NBA’de normal seonun sonlanmasının ardından ödüllerde bir bir sahiplerini bulmaya başladı . Birazda bizi yakından ilgilendiren ödüllere göz ataım ve bizim açımızdan doğurduğu sonuçları irdeleyelim .
Yeni bir takım olduğumuz için haliyle rookie ödülleri bizi en çok ilgilendiren konuların başında geliyor . Aslında sezon boyu Roy mu Bargnani mi tartışmaları oldu . En sonunda nihayi kararla basın ödülü benim gözümde hakedene yani Roy’a verdi . Bunun dışında en iyi çaylak beşleride açıklandı . Listede iki oyuncumuz bulunmakta . Öncelikle kadroyu verelim .
Brandon Roy
Randy Foye
Rudy Gay
Jorge Garbajosa – LeMarcus Aldrüdge**
Andrea Bargnani
** = Eşit sayıda oy aldılar .
Draftın 1 numarası Andrea Bargnani’nin rakiplerine göre sezon başında oldukça büyük dezavantajları vardı . NBA’e farklı bir ülkeden geldi , dili farklıydı vs vs ... Bu gibi bir çok sorunları vardı . Sezona da kötü başladı haliyle . Sonunda iyi oyunun da etkisi ile çizgisini buldu . Kanada’lı basketbolseverlerin de desteği ile Raptor adına benchten gelen önemli bir silah oldu . Özellikle üçlükleri çok can yaktı . Bunlar bu beşe seçilmesi için yeterliydi , ancak bir üstü ROY ödülünü sezon sonundaki ameliyatının etkisi ve rakibininde artan performansı ile kaçırdı .
Garbajosa her ne kadar sakatlığı nedeni ile play-off’larda takımını yalnız bıraksa da sezon içerisindeki performansı ile bunu haketmişti . Kritik anlarda takımına kazandırdığı ölümcül üçlükler , savunmadaki top çalma maarifetleri ve sezon boyu tecrğbesi ile takım içinde önemli bir yeri vardı . Bunlarda onun bu beşe girmesinde etkendi .
Yılın Koçu’da bizden çıktı . Her ne kadar haberi ilk duyduğumda sevince boğulsam da sağlam kafa ile düşününce insan hatalı oluğnu anlıyor . Yazıktır günahtır Sloan’a , Avery’e , Bu kadar ucuz olmamalıydı bu ödül diye düşünüyorum . Geçen yıl en kötü koçlar arasında parmakla gösterilen , iki sezondur ilk gidecek ismin Mitchell olacağı dedikoduları olurken takımda neler neler değişti ama onun yeri değişmedi . Ne yani koç aynı koç 20 galibiyet fazla alıp , Doğu’da zirveye oynayan bir takım olduğumuz için mi ona gitti . En çok gelişme kaydeden takım ödülü falan olsa neyse ama biraz haksızlık var gibi . Bu takımın yaratılmasında en büyük pay Colangeleo ve Gherardini’ye aittir .Elbette onları lige hazırlayıp uyum süreçlerini atlatmalarında Mitchell’ın katkısı büyüktü ama sanki başarının mimarı o’ymuş gibi gösterilmesi koyuyor bana . Bakalım yılın GM’si olabilecek mi ama olmassa ayıptır be kardeşim . Acaba basın mensupları hangi ödülü somutlaştıracağını mı şaşırdı kim bilir . Aslında bu birazda kamu vicdanına kalmış bir olay . Basın verirse oyları alacak ama vermeleri gerektiğine inanıyorum – umuyorum- ben .
Son olarakta NBA’in tuzu biberi olan All-NBA Team’ler hakkında konuşalım .Bu üç takım ( 15 isim ) arasında tek bir oyuncumuz yer aldı ki oda beklenildiği gibi Bosh oldu . Bosh NBA’in en iyi 2. Beşinde yer aldı , bu beşi bir daha hatırlatmak gerekirse ,
Chris Bosh
Yao Ming
LeBron James
Gilbert Arenas
Tracy McGrady
Kuşkusuz Bosh burda yer almayı hak etti . 2003 Draftı’nın yeni yeni parlayan bu yıldızı genç yaşta olmasına rağmen oldukça olgun . Sahada yeterince agrasif , çok koşan topla son derece hızlı hareket edebilen , post-up’ları ile rakiplere zor anlar yaşatan , gerektiğinde anında boş ismi görebilen ve takımın %36 üçlük üretebilmesinde de katkıları olan bir isim Bosh . Kim bilir ileride 1. All-Team kadrosunda belkide MVP olarak görürüz onu .
Acısıyla tatlısıyla bol ödülüle iyi bir sezon geçirdik . Keşke tecrübesizliğimizi yenip Play-off’larda başarılı bir seviyede noktalayabilseydik . Neyse artık önümüze bakacaz . GM’mizin Colangelo olduğunu düşünürsek yine hareketli bir Off-Season geçireceğimizi varsayıyorum . Umarım bu ölü 2-3 ay bizim için olumlu geçerde 2008 için hazır oluruz ..